AGUSTOS2020 Özlem Yurdakul
Mutlu hormonlar...
Mutlu hormonlar... Mutlu hissettiğimiz anlarda, bazı kimyasallar diğerlerine göre daha ön plandadır. Bunların özellikle mutluluk ilacı, yani, 'mutluluk üçlüsü' olarak bilineni ise serotonin, dopamin ve oksitosin'dir. Eğer uyku düzenimiz yeterliyse ve bağırsak- beyin sistemi arasındaki ilişkimiz mükemmelse, ilgili hormonlar bizi işleyiş açısından rahat ettirecek kadar ‘uyumlu’ demektir. Ruhsal rahatlığımız açısından ise, bazı besinler diğerlerine göre daha ön plandadır. Karbonhidrat zengini besinler, bir iki saat içinde öfke ve gerilim gibi duyguların yatışmasını sağlar. Yüksek miktarda yağlı diyetlerde ise, agresyon gibi olumsuz duygu değişikliklerine düşük miktarlılara göre daha az rastlanır. Özellikle sıkıldığımız anlarda tercih ettiğimiz tuzlu çeşitler, stres seviyemizi düşürerek sosyal ilişkilerimiz açısından önemli olan oksitosin seviyesini artırır. Duygusal olarak dengeli olabilmek için güçlü bir sinir sistemine ihtiyaç var. Bu yüzden de diyetimizde keten tohumu, ceviz, karides, halibut, Atlantik somonu ve chia tohumu gibi besinler yeterli miktarda bulunmalı. Bağırsaklarımızla ile ilgili sorunlarımız da beyin bağırsak işleyişini önemli ölçüde etkiler; Miso, kefir, tempeh, kombucha, sauerkraut gibi probiyotikler ile yüksek lifli probiyotiklerin besinlerle yeterli miktarda alınması gerekir. Vitamin C, DHA, vitamin E, selenyum, beta- karoten gibi antioksidanlar ise dengeli hormonal işleyiş açısından oldukça önemlidir. Ruhsal sağlığımız açısından, beslenmemizde yer alması gereken diğer önemli besin grupları ise d vitamini, selenyum, çinko, kalsiyum, B12, folik asit ve tabii ki magnezyum. Serotonin, mutlu hissettiğimiz anlarda öncü kimyasaldır, uyku düzenimiz, vücut sıcaklığımız ve iştah açısından da önemi büyüktür. Vücutta yeterli seviyede üretimi için gerekli olan diyet çeşidi ise, yüksek miktarda karbonhidrat/düşük miktarda proteinli olanlardır. Dopamin, iyi bir ödül ve motivasyon hormonudur. Sentezinde gerekli olan aminoasitler ise et, süt, yumurta ve kabuklu kuru yemişlerde bulunan L- tirozin ve fenil alanindir. Aslında glikoz ve sukroz açısından zengin yiyecekler, beynin ödül sistemini aktifleştirdiği için, dopamin işleyişini büyük ölçüde etkileyerek, bağımlılık yapar ve oldukça tehlikelidir. Sağlığımız için gerekli üçlü ise beslenme, uyku ve egzersizdir. İyi bir uyku, egzersiz çalışmalarından sonra kasların tamir edilmesi, iyi bir konsantrasyon ve iyi bir metabolik işleyiş açısından gerekir. Rahat bir uyku için önerilen besinler ise, melatonin hormonunu yüksek miktarda içeren zencefil, mercimek, hardal, mantar, yulaf, pirinç, kavrulmuş kahve çekirdeğidir. Mutluluk kimyasallarının düzenli işleyişi açısından öncelikli olarak, relax konumda olması gereken sinir sistemi, mide--bağırsak sistemine dost beslenme şekli, yoga, meditasyon, nefes teknikleri gibi güçlü sosyal aktiviteler gerekli. Diğerleri ise, güçlü bir sosyal iletişim, gereken besinsel katkıları almak ve serotonin emilimini artırmak için gerekli olan güneşten bolca faydalanmaktır.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.